Site icon kamileerbas.com

Yeni Yılda Kendini Fark Et

İnsan bedeni ile var olur ancak bedeninin içinde yaşayabilmek kolay bir iş değildir. Şükür ki bunu kolaylaştıracak özelliklerimiz bize bahşedilmiş. Bu özelliklerimiz insana özgü olan farkındalık ve şefkat duygusudur. Eğer bedenimizin içinde rahat etmek istiyorsak odağımızı bedenimize vermemiz gerekiyor. Kendini fark et ve kendini tanı! Bazen kafamız dolu olduğunda düşüncelerimiz oradan oraya uçuşurken bizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu bilemeyiz. İşte bu noktada farkındalık devreye giriyor. Nasıl mı? Neyden rahatsız olduğumuzun farkında olursak ona şefkatle karşılık vermemiz mümkün olacaktır. Acı çektiğimiz zaman, problemin ne olduğunu bazen saptamakta güçlük yaşayabiliriz.

Diyelim patronunuz size mobbing uyguladı ve işten atıldınız. Bu sırada patronunuzun size haksız davrandığını düşünüp ona sinirlenebilirsiniz. Aynı zamanda ailenize bu durumu açıklamak da çok zorlanabilirsiniz. Çünkü başarısız olduğunuzu düşüneceklerinden endişe duyabilirsiniz işte bu duygular bizleri çaresizliğe düşürür ve canımızı yakar. Peki bütün bunları yaşarken o sırada incinen ruhumuz nerededir? Sanki yok olmuş gibidir ortalarda gözükmez adeta. Çünkü o sırada sadece zihnimize odaklanmışızdır. Gelecek planları yapmakla meşgul olduğumuz için korku ve üzüntü gibi duygularımızı görmezden geliriz. Hatta onları bloke etmişizdir. Genellikle acı çektiğimiz zamanlarda işler bu şekilde yürür. Kendimizi adeta bir düşünce selinin içinde buluruz ve duygularımızdan koptuğumuzdan ötürü kendimizi bulamayız.

Fark Etmeye Var Mısın?

Farkındalık, bu gibi acı durumlarla karşılaştığımız zamanlarda kendi bedenimize korunaklı bir demir atmak gibidir. Farkındalık bir bilinçlilik türüdür ve bizi hayattaki gereksiz acılara karşı korur ve eğer biz bunu bir hayat tarzı haline dönüştürebilirsek yaşam kalitemiz oldukça artacaktır. Peki farkındalığı nasıl tanımlayabiliriz? Meditasyon öğretmeni Guy Armstrong’ göre “farkındalık ne deneyimlediğinizi, onu deneyimlediğiniz sırada bilmektir.” Şeklinde tanımlamıştır. Kısaca anın içinde kalabilmek demektir bu bizi özgür kılar. Çünkü algımızı yorumlamak yerine onu akışına bırakırız… Böylelikle an önümüzden akar gider; canlıdır ve tazedir. Gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız şeyden keyif duymak gibi anlatabiliriz. Kısacası duyu organlarımızla barış yaptığımız bir süreçtir.

Farkındalık içindeyken bağlanma duygunuz gelişir. İnsan kendisini yargılamaktan çok hayatın içinde bir nehir gibi akmaktadır işte tüm bu durumlar bizde özgürlük hissi uyandırırlar. Çünkü artık hayatımızın, olduğundan daha farklı olmasını istemek gibi bir özlem duygusuna kapılmayız. Durma, kendini fark et! Terapi almanın en önemli katkılarından birisi danışanlardaki farkındalığının arttırılmasıdır. İyileşmenin temel dayanaklarından biri olan beden farkındalığına ve zihin farkındalığına kulak vermeniz, hayatınızın, duygularınızın, bedeninizin kısaca kendinizin farkına varmanız dileğiyle.

Uzm. Psikolog Rabia Yıldız

Exit mobile version