”Ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..Gülebildiğin kadar mutlusunÜzülme bil ki ağladığın kadar güleceksinSakın bitti sanma her şeyi” Ve ilk satırlarında söze girdi şair, ömrün sınırlarını sevginin büyüklüğü ile ölçtü bizim için… Sonra ekledi, gülebildiğimiz kadarıyla mutlu olduğumuzu… Devam etti, sonraki dizesi ile umudu hatırlattı bize: yani yarınların en sevdiği o şeyi… İşte: umut, evet! Bizi […]
İnsan bedeni ile var olur ancak bedeninin içinde yaşayabilmek kolay bir iş değildir. Şükür ki bunu kolaylaştıracak özelliklerimiz bize bahşedilmiş. Bu özelliklerimiz insana özgü olan farkındalık ve şefkat duygusudur. Eğer bedenimizin içinde rahat etmek istiyorsak odağımızı bedenimize vermemiz gerekiyor. Kendini fark et ve kendini tanı! Bazen kafamız dolu olduğunda düşüncelerimiz oradan oraya uçuşurken bizi rahatsız
İnsan yaşamı, uzun bir yolculuğa çıkmak gibidir. Belki bu yolculuğa çıkarken öncesinde çoğu şeyi planlarız, üzerine uzun uzun düşünür, yazar çizeriz. Nereye gideceğimizi, nerede kalacağımızı, bu yolculukta ihtiyacımız olacak şeyleri, kimlerle beraber gitmek istediğimizi, ulaşım aracımızı vs. gibi. Fakat tüm bu planlar, düşünceler istediğimiz gibi gitmediği zamanlar olur. Bazen plan dışı olumsuz durumlar yolculuğumuza eşlik
İnsan varoluşu itibariyle sosyal bir varlıktır ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanması için partner ilişkisi veya arkadaşlık ilişkisi gibi çeşitli birliktelikler oluşturur. Kurulan bu birlikteliklerde yaşanan bazı durumlar taraflardan birini –veya bazı durumlarda her ikisini de- yorarak ilişkinin gidişatını etkiler. Bu noktada gerekli farkındalığı kazanıyor olmak ilişkilerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlayacak ve tarafları yormayacaktır. Toksik ilişki
Duygu ve düşüncelerin kontrol edilebilmesi ve yönlendirilebilmesi insanı diğer varlıklardan ayıran iradenin bir ürünü kabul edilir. İnsanlar hayatları boyunca pek çok problemle karşılaşırlar ve bu probleme verdikleri tepkiler kişisel özelliklerine göre farklılık gösterir. Bu tepkiler duygu ve düşüncelerden oluşan iletişim unsurlarıdır. Duyguların içerisinde yer alan öfke, en önemli ifade biçimlerinden bir tanesidir. Öfkeli erkekler ve
Uzun ve zor bir yolculuktu, hala devam ediyor.Bu yolda yürürken mutlu anılarında oldu, açılan yaralarında. Belki ayrılıktan yas’tan acıdan hüzünden geçti yolun. Biliyorum çok yorgunsun aklın yorgun, ruhun yorgun, kalbin yorgun…. Ancak her şeye ve herkese rağmen yürüyebildin, yürüyebildin ki bu güne geldin. Kimi zaman içindeki çocuğun korkularıyla yürüdün, kimi zaman büyümenin sancılarıyla… Şimdi yaralarına
Evlilik ve boşanmaya yönelik olarak araştırma yapmak amacıyla Gottman ve meslektaşı Levenson tarafından kurulan bir laboratuvarda, ‘’bir ilişkinin sürmesini sağlayan şeyin ne olduğu’’ ve ‘’çiftlerden hangilerinin evlenip hangilerinin boşanacağı’’ saptanmaya çalışılmıştır. İlerleyen süreçte adına ‘’Aşk Laboratuvarı’’ diyecekleri bu alanda yapılan çalışmalara ilk olarak 130 evli çiftin gözlemlenmesi ile başlanmıştır. Evli çiftlerin birbirleri ile ilişkilerinden, yemek
Romantik ilişkilerde yüksek düzeydeki kırgınlık ve öfkenin çoğu tarafların birbirleri tarafından yeterince sevilmediğinden kaynaklanan bir durumdur. Üstelik bununla birlikte taraflar kırgınlık ve kızgınlarını ifade ederlerken kendilerinin sevilmeye layık olduklarını da düşünemezler. Çünkü değer verdiğiniz birinin değerini düşürürken kendinizi de değerli hissedemezsiniz. Bu noktada ilişkilerin güçlendirilmesi için bazı kaynakların bulunmasına ihtiyaç vardır… Kırgınlık ve kızgınlığın hâkim
Küçük bir çocuk, üzerini kirletip dağınık kıyafetleriyle etrafta koşarken yarını düşünmez. Geçen günlerini ‘atlatması gereken bir gün’ olarak görmez. Büyüdükçe durum daha farklı bir boyut kazanmaya başlar. Çünkü hayat sürdükçe olumsuz ve utanç verici birtakım mesajlara ve düşüncelere maruz kalırız. Zamanla içselleştirdiğimiz olumsuz mesajlar bizim bir parçamız haline gelirler. Oysa küçük çocuklar orijinal değerlilik duygusuna
(Eye Movement Desensitization and Reprocessing)(Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) EMDR yöntemi Shapiro tarafından ilk başlarda basit bir teknik olarak ortaya çıkmasına karşın ilerleyen süreçlerde daha da geliştirilerek güçlü bir psikoterapi yöntemi haline gelmiştir. Bu yöntemin etkililiği yapılan araştırmalarla kanıtlanmış ve pek çok psikiyatrik rahatsızlığın tedavisinde kullanılması tercih edilmiştir. Pek çok terapi ekolünden ögeleri içerisinde
