Evlilik ve boşanmaya yönelik olarak araştırma yapmak amacıyla Gottman ve meslektaşı Levenson tarafından kurulan bir laboratuvarda, ‘’bir ilişkinin sürmesini sağlayan şeyin ne olduğu’’ ve ‘’çiftlerden hangilerinin evlenip hangilerinin boşanacağı’’ saptanmaya çalışılmıştır. İlerleyen süreçte adına ‘’Aşk Laboratuvarı’’ diyecekleri bu alanda yapılan çalışmalara ilk olarak 130 evli çiftin gözlemlenmesi ile başlanmıştır.
Evli çiftlerin birbirleri ile ilişkilerinden, yemek yiyip televizyon izlemelerine kadar olan tüm davranışları; evlerine yerleştirilen kameralar ile gözlenmiş ve bu süreçte yaşadıkları stres düzeyleri üzerlerinde taşıdıkları EKG cihazı yardımıyla ölçülmüştür. Tüm bu kayıtların, verilerin ve gözlemlerin ardından Gottman ve ekibi tarafından her bireyin davranışları, jest-mimikleri, hormonları, birbirlerine yönelik davranışları, inançları, düşünceleri, yargıları, ses tonları, iletişim dilleri, tartışma şekilleri analiz edilerek incelenmiştir.
Oldukça kapsamlı olan bu deneysel araştırmanın neticesinde çiftlerden hangilerinin boşanacağı ve hangilerinin evli kalacakları hususunda yapılan tahminlerin %94 oranında doğruluk gösterdiği görülmüştür. Bu noktada yapılanlar işlevsellik kazanmış ve alana dair çalışmalara devam edilmiştir.
Süreç Nasıl İlerliyor?
Yapılan çalışmalara ilave olarak Aşk Laboratuvarı’nda çocuğu olan aileler de incelenmiştir. Bu bağlamda inceleme süreci boyunca ebeveynlerin çocuklarıyla olan ilişkisi ve çocuğun; duygusal, bilişsel, sosyal gelişimi takip edilmiştir. Burada varılan sonuçlara göre evlilik ilişkisinin çocuklar üzerinde oldukça etkili olduğu saptanmıştır. Buna ek olarak çocuklardan idrar örneği alınarak yapılan testlerde adrenalin hormonu yüksek olan çocukların ebeveyn ilişkilerinin de kötü olduğu ortaya çıkmıştır. Yani ebeveynlerin birbiri ile ilişkisinde yaşanan durumların ve iletişimlerin çocuklar üzerindeki etkisi gözle görülür bir şekil almıştır.
İlişkilerde pek çok durumda çatışmanın yaşanabilmesi son derece normal bir süreçtir. Gottman’a göre de ilişkideki bazı tartışmalar daimidir ve çıkmaza girmiştir. Ancak buna ilave olarak bir ilişkide var olan çatışma ve tartışmaların eşlerin karşılıklı katılımı ve birbirlerine yönelik teşvikiyle çözülebileceğinin bilinmesi gereklidir. Olması gereken, her çatışmada bulunan öznel durumların taraflarca fark edilmesini sağlamak ve buna yönelik olarak eşlerin birbirine dönük kaygı ve çelişkilerini azaltmaya çalışmaktır. Bu sayede çiftlerin, kendilerine ve birbirlerine karşı farkındalık kazanabilmeleri noktasında çalışmalar takip edilir. Kendi duygu ve davranışlarının farkında olan çiftler, partnerinin varlığını ve düşüncelerini de kabul edebilme noktasında anlayışlı olacaklardır. Çiftlerin birbirlerine karşı anlayışlı ve çözüm odaklı olabilmeleri de ilişkinin gidişatını olumlu yönde etkileyecektir. Bunun neticesi olarak etkili iletişim kurmanın yolları öğrenileceği gibi birbirlerine karşı pozitif etkide bulunan çiftlerin ilişki doyumlarının yüksek olması da sağlanacaktır. Çeşitli yöntemlerle oluşturulan bu süreçte destek almayı düşünen çiftlere Pendik Psikoloji olarak hizmet sunulmaktadır.