Bir Narsist Nasıl Duygusal Kontrol Kazanır?

Bir narsist, bir ilişkide kolayca hükmeder mi?

Kendisini başkalarından hep üstün gören, çoğu zaman burnundan kıl aldırmayan kişilerle hepimiz karşılaşırız. Kendilerini başkalarından daha iyi bulmakla kalmayıp bir de onları aşağı oldukları hatta vasat oldukları için suçlarlar. Bu insanlar kendilerini yıldız ilan ederler. Bize de onları hayran hayran izlemek düşer.

Narsistik kişilik bozukluğu genç erişkinlik döneminde başlayan, birbirinden farklı koşullar altında ortaya çıkan sürekli bir örüntüdür.

Narsistik kişilik bozukluğunun kriterleri:

  • Abartılı bir hayran olunma beklentisi vardır.
  • Kişilerarası ilişkileri çıkarları için kullanır, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yönlerini kullanabilir.
  • Empati yapamaz. Başkalarının duygularını anlamlandırma konusunda isteksizdir.
  • Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
  • Kendini beğenmiş tutum ve davranışlar sergiler.
  • Özel olduğunu düşüncesi onun için önemlidir. Yalnızca başka özel ya da üstün kişilerin onu anlaması gerektiğini düşünür.
  • Sınırsız güç, başarı, güzellik, zekâ, kusursuz sevgi fantezileri vardır.
  • Bazı ekstra şeylere hakkı olduğu duygusuna sahiptir.

Bazı narsistik özellikler evrensel ve oldukça insani davranır. Ancak sadık ve fazla savunmacı olan bir eş, empatiden, duygusal uyumdan ve sevilen birinin bakış açısını dikkate alma becerisinden yoksun durumdadır. Bilinçaltında bu ilişkisel eksiklikleri bir dizi mikro-terk etme kullanarak kamufle eder.

Narsist bireyin savunma mekanizması olan değersizleştirme ve idealleştirmeyi birlikte kullanır. Partnerini aşırı bir biçimde kontrol altına alır. İdealleştirmede birey, çevresi tarafından bir zarara uğrayabileceği endişesiyle kendisini korumak için çevresindeki insanların en basit davranışlarını bile aşırı şekilde över. Aşk bombası atmak ve kişinin düşünüp söylediği her şeye katılmak narsistin bir kişiyi idealleştirme yoludur. Fakat çevresi bireyi zarara uğratırsa, birey tam tersine insanları kötü olarak nitelendirir. Bu durumdaki narsist birey; kişi, sanki hiçbir anlam ifade etmiyormuş hatta kendini değiştirmesi gerekiyormuş gibi davranır. Bu durum narsistin bir kişiyi değersizleştirmesinin bir yoludur.

İlişkide Narsist Partner Nasıldır?

Başlangıçta ilişkide kişi, narsist partnerine hayatındaki herkesten daha fazla güvenir. Narsist bireyin yanında kendini güvende hisseder. Ancak narsist partnerin bir gün aniden sevgisini geri çekerek kişinin değerini düşürebilir. Bu durumda narsist partner, ilişkide tepkisiz ve ulaşılamaz hale gelir. Kişi kendinin görünmediğini düşünür ve duygusal olarak terk edilmiş hisseder. Aradaki bağı yeniden kurmak, sorunu bulmak ve sorunu çözmek için her türlü yolu denemeyi seçer.

Tipik olarak narsist partner bu duruma kayıtsızlıkla yanıt verir ve ardından kişinin onaylamadığı temel yönleriyle ilgili yorumlarda bulunur. Örneğin, ‘Bunu sana söylemek istemedim çünkü seni inciteceğinden korktum ama annenle çok konuşuyorsun. Ona her şeyi anlatıyorsun. Bu çok garip…’. Bu yorumlar sonrasında kişi, annesiyle olan ilişkisinin olgunlaşmamış olduğunu düşünmeye, hissetmeye başlar. Fakat romantik bağı yeniden kurmaya can attığı için annesiyle giderek daha az konuşmaya çalışır. Bu uzaklaşmadan sonra narsist partner, istediğini yaptığı için partnerini ilgi ve şefkatle ödüllendirir. Kişi, partnerinin solan aşkını geri kazanır. Kendinden geçmiş ve rahatlamış olan kişi, narsist partnerine yeniden güvenmeye başlar.

Narsist partner ‘kişiyi kendine çeker çekmez’, partneri kendisine tekrar güvenir güvenmez. Ek kontrol elde etmek için aynı modeli tekrar tekrar uygulamaya başlar. Her mikro-terk edilmede paniğe kapılan ve harap olan kişi, kendisinin önemli yönlerinden vazgeçmek de dahil olmak üzere narsist partnerini memnun etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır.

İdealleştirme ve Değersizleştirme Modeli

İdealleştirme ve değersizleştirme modeli, narsist partnerin yavaş yavaş partneri üzerinde büyük miktarda etki sağlar. Kişi kendini sevdiklerinden daha uzak bulması muhtemeldir. Tabii ki bu durumun ruh sağlığı üzerinde de etkisi vardır. Diğer taraftan kişi terk edilmekten kaçınmak için çaresiz bir hale, narsist partnerini yatıştırma konusunda ise aşırı derecede tetiklenmiş bir hale gelir. Sürekli yaşanan duygusal terkler, kişinin benlik duygusunu yok etmeye başlar ve giderek kendisine daha az güvenmeye başlar.

İlerleyen zamanlarda kişi, zevk aldığı faaliyetlere ve sorumluluklara odaklanmak yerine, görevi narsist partnerini yatıştırmak olur. Bu noktada kişi, narsist partnerle birlikte olmak için önemli fedakarlıklar yapar ve onu terk ederse geri dönecek bir hayatı kalmayacağını fark eder. Bu aynı zamanda narsist partnere bir kontrol noktası sağlar.

Diğer manipülasyonlarla birlikte sürekli mikro-terklerin, kişide yetersizlik ve güvensizlik duyguları yaratması muhtemeldir. Ne yazık ki narsist partner bunu kendi lehine kullanmayı seçer. Kişiyi “güvensiz ve yapışkan” olmakla suçlamaya başlar. Bunun sonucunda kişi ‘Asıl sorun benim!’, ‘Yaşanan her şeyi hak ettim.’ gibi düşüncelerle boğuşur.

Zor olsa da bu durum kişinin, narsist partnerinin güvensizlik yaratmak ve kontrolü ele geçirmek için mikro-terk etme yöntemlerini kullanır. Kişi kendisini bu dinamiğin içine yerleştiğini anlamakta zorlanır. Bu durumda çevresinde bunu doğrulayacak insanlara güvenmeye çalışır. En iyi seçenek, narsist partnerden duygusal alan elde etmek olabilir. Kişi senaryoyu ters çevirmeye başladığında partnerinin daha az uygun olan taraf haline gelmesi muhtemeldir. Bu durum sonucunda partneri kendi alternatif bakış açısını partnerine empoze edemeyecektir. Bu sayede kişi kendi bakış açısını görme imkânı kazanır.

Bu mola, kişinin kendi sesini duymasına ve içgüdülerini dinlemesine fırsat tanır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Konuşma başlat
Uzm. Psk. Kamile Erbaş
Merhaba. "Konuşma başlat"a tıklayarak Whatsapp'tan bana yazabilirsiniz.